Kapatmak için ESC tuşuna basın

0 kitap seni bekliyor...

Havada Bulut

“Hafif bir rüzgâr, köpeğin sarı tüylerini, adamın sarılı beyazlı sert saçlarını oynatıyordu. Adamın yüzünde manalı hatlar vardı. Sevilmemişlerin, çok üzülmüşlerin, sarhoşların, bir zaman güzelken çirkinleyivermişlerin, okumuşların, hasılı iç rahatsızların yüzlerindeki ifade… (…) Gözlerinin…

Lüzumsuz Adam

“Sait Faik’e geceleri sinemalarda rastlardım. Tanışmazdık. Sinemanın ön sıralarına oturur, koltuğuna iyice gömülürdü. Koyu yeşil bir pardösüsü, çok dar kenarlı, kafasının biraz üstünde kalan kahverengi bir şapkası vardı. Sinema dönüşü dalgın, Beyoğlu’nun gece…

Şahmerdan

“Sait Faik’i bugün bütünüyle düşününce , içimize insan sevgisi salan esrarlı bir kuvvet gibi görünüyorum. Bu kuvvetin önünde doymak bilmez bir sevginin bulunup yitirilmişliği, tatmin edildikçe parlayıp alevlenen aşkın şifa bulmazlığı var.”Vedat Günyol…

Bütün Öyküleri

Odam uzaktı. Bir park çıktı önüme. Elmayı çıkardım. Sanki küfeden aldığım değildi bu, kırmızılı yeşilli iri bir elmaydı. Karşıdaki otların içine fırlattım. İçimde teneke borudan çıkan dumanı gördüğümdeki aynı kazıntı vardı. Yandaki kanepede…

Devran

Toz duman kenarlardan, taşradan ve kuytulardan, memleketten yoksulluk halleri. Utananlar, üzülenler, âşıklar, yevmiyeciler, küçük kasabalar, hazin ve uzakta kalan hayatlar. Devran, inatçı neşesiyle geçip giden zamanın çarpıklığını anlatıyor. Umut umut, cümle cümle… Evvela…

Seher

Seher’deki hikayeler, heveskar işi değil insana ve yaşama duyulan derin sevginin ince bir mizahla harmanladığı has yazar işi metinler. Karşımızda, tutsaklık günlerinde vakit doldurmak için yazan biri değil, bugüne kadar ortaya çıkmamış, okura…

Sarnıç

Sarnıç, Türk yazar Sait Faik Abasıyanık’ın 1939 yılında yayınlanan ikinci kitabıdır. Bu kitapta, yazarın ilk kitabı Semaver’e almadığı hikâyeleri yer alır. Tıpkı Semaver‘de olduğu gibi Sarnıç da üç bölümde incelenebilir. İlk bölümde, Sarnıç, Beyaz Altın, Lohusa, Ormanda Uyku, Gaz Sobası, Davudun Anası ve Hancının Karısı gibi Adapazarı ve Bursa’da geçen öyküler vardır. Yazar, o…

Semaver

“Sait Faik, Burgaz çalılıklarından çekti bir kızılcık dalı kopardı, kalem gibi yonttu, ucunu yaşama batırdı ve yazmaya koyuldu. Türk hikayeciliği Ömer Seyfettin’den sonra Memduh Şevket Esendal, Fahri Celalettin gibi ustaların sürdürdüğü bir türdü. Sabahattin…

İçdeniz Balıkçısı

Masalda, yaşadığı ada ile anakara arasındaki sakin denizde her gün tek başına balığa çıkan Uraşima adındaki fakir bir balıkçı anlatılır. Uraşima uzun siyah saçları olan genç ve yakışıklı bir adammış. Bir gün denizler…

Clarissa

Zweig hayatının son dönemlerinde başladığı, taslağı 1981’de gün ışığına çıkarılan ve yayıncısı tarafından tamamlanan Clarissa’da, 1902 yılından Birinci Dünya Savaşı’nın patlak vermesine kadar geçen dönemde, dünyanın halini genç bir kadının gözünden anlatır. Avusturyalı bir…

Korku

Rahat ve korunaklı bir yaşam süren saygın bir kadın, sekiz yıllık evliliğinden sıkılmış, burjuva dünyasının kozasından çıkarak kendini genç bir piyanistin kollarına atmıştır. Ancak bu gizli ilişkiden haberdar olan bir şantajcının ansızın zuhur…

Menekşeli Bilinç

“Menekşeli Bilinç” Nezihe Meriç’in “Bozbulanık” ve “Topal Koşma”dan sonra üçüncü öykü kitabı olarak 1965’te yayımlanmıştı. Toplu Öyküler I cildinde yer alan ve altı öyküden oluşan kitabın yıllar sonra ilk kez ayrı basımı yapılıyor….

Uy Karadeniz Uy… (Lanetliler)

Kadınların acılarını içinde duyan, kalemi kadın olma bilinciyle bilenmiş bir yazarın çeşitli tarih ve coğrafya kesitlerinden örneklediği kadın portreleri var bu kitapta. Kadınların iç dünyaları, saklı duyguları, erkeklerle ve birbirleriyle ilişkilerinin içyüzü Erendiz…

Kadınlar da Vardır

Servet Hanım o gece hiç uyuyamadı. Bağışlayamama, olanca acılığıyla zehirliyordu onu. Onu yaşatmamışlardı, onu sevmemişlerdi, onu hasta etmişlerdi, kocası ve çocukları. Hiçbirinin umurunda değildi Servet Hanım. Onlara ödetmeliydi, onları pişman etmeliydi. Onu yaşatmamanın…

Kızıl Kale

Erendiz Atasü, çağların değişimlerine, yaşanan süreçlerin toplumsal izlerine her zaman duyarlı olmuş bir yazar. Özellikle toplumsal olanın, tüm toplumların en ağır işçisi, en ağır bedelleri sırtlananı olan kadınlar onun edebiyatında özel bir yere…

Şairin Ölümü

Serap, giderek serap olmaktan çıkıp, zihnine çakılı kanlı canlı bir imgeye dönüşmekteydi. Kızın gençlik hayaliydi bu bu imge; sıcak ve yumuşaktı. Tenin dokunuşu… Kızın kokusu, saçlarının, gerdanının, koltukaltlarının kokusu yılların ötesinden buram buram…