O Miğfer, O Su, O Güvercin…
Cemal Süreya
Hiçbir zaman didaktik olmayan bir düşünce. Ve her zaman düşünce… Lirizme ve dünya sularına batırılmış bir düşünce… Budur gibi geliyor bana Sunay Akın’ın şiiri.
Beş altı yıl önce Yeni Düşün dergisinde benimle yapılmış bir konuşmada aşağı yukarı şöyle demiştim: “Şairler şiir yazarlar,- o arada bir şiirleriyle de uçmaya başlarlar, işte o zaman şair olunur.” Birçok da örnek vermiştim. Sözgelimi Orhan Veli “Kapalıçarşı” şiiriyle, Edip Cansever “Masa da Masaymış ha!” şiiriyle uçmuştur. Genç şairlerden de Sunay Akın’a dikkat çekmek istemiştim. “Uçtu çocuk!” demiştim Sunay Akın için.
Sunay Akın’ın yazdığı tür şiir değiştirilmezse, yani aynı şairde değiştirilmezse tıkanmaya yazgılı bir tür. Ama onda tıkanmıyor. Şiirleri çoğaldıkça bende bir şaşırma duygusu yaratıyor. Bu da onun başka bir erdemi elbet. Her gün, düşünüyorum, yarın ne yapacak, ne diyecek diye.
Selahattin Batu yıllar önce Varlık dergisinde yazdığı bir yazıda bir “düşünce lirizmi” aradığını ileri sürmüştü. Bence yapamadı.
Düşünce lirizmi Sunay Akın’da
Ölü askerin miğferinden güvercine serin su içirten bir mizah, işte Sunay Akın’ın tavrı.
Gerçekten uçtu!
Dostlarla hep konuşmuşuzdur bunu.
Nereye gider Sunay Akın’ın şiiri? Tıkanır mı? Tıkanabilir. Tıkanmayabilir de ama. Kültürle sonsuzcana beslenmezse ölebilir bir şiir. Ama var olduğu ölçüde bu kadar karyokinez çoğalma olamaz. Aynı doğrultuda böylesine büyük çoğalma olamaz.
Yıkılır mı?
Yıkılabilir. Karyokinezi fazla kaldırmaz şiir.
Ama estetikte yıkılma değil, bir an ayakta kalma önemli, Sunay Akın genç yaşında başardı bunu.
Kendine özgü bir yol açtı.
Tam güveniyor muyum ilerisine? Belirsiz görüyorum.
Bundan sonra ne yapacak, merak ediyorum. Aslında en güzel bir şey de bu değil mi?
Çok genç şair var iyi şiir yazan. Hele bizim günlere göre daha çok. Sunay’da bunlardan biri. Aslında Garip’le İkinci Yeni’yi birleştiren bir tavır içinde. Okuduğum her şiirini sevdim.
Rasyonel öğede de hüzün arayan bir şair.
Yarın ne olacak? Yapar, yapmaz. Bugüne dek yazdıkları yeter bence.
Japon hayku’larını Türkçe’de arıyor gibi de…
Düşünceye vurarak…
O matara, o miğfer, o su, o güvercin…
Daha ne diyeyim…
Zarı atıyorum.
Maki
Bir an önce görülsün diye
Akdeniz
Toroslar’da ağaçlar
hep çocuk
kalır
Davet
Dürüst olalım beyler
ilk adım sizden
sökün savaş gemilerinden
can simitlerini
Dağ Yolu
Benden kısadır boyun
bir köy otobüsünün
dağa tırmanması
gibi uzanırsın
dudaklarıma
katılmaz oldu nicedir yolumun
tozu dumanına
Tutuklu
Tutsak olacağını bilerek
yine bu sabah
demirparmaklıktan içeri
usulca sızdı
güneş
Makiler kitabının ön okuması bu kadar. Kitabı beğendiysen senin için en uygun fiyatlı satın alma seçeneklerini listeledik.
Makiler (1989)
Edebiyat
Şiir
Yazar: Sunay Akın
İlk Basım: 1989
Yayınevi: Cem Yayınevi Çınar Yayınları