O, tuz ruhu isteyen müşteriye yemek tuzu gönderip “ruhu arkadan gelecek” diyen bir girişimci…
O, fakir müşterilere bedava ürünler satıp ücreti zenginlerin hesabına yazan bir kahraman…
O, bakkaldaki içecekleri birbirine karıştırıp daha güzelini bulmak ve müşterilerine sunmak için uğraşan bir sivri zeka…
O, Afrikalı çocuklara yardım göndermek için arkadaşlarının ellerinden kandil yiyeceklerini toplayan bir yardımsever…
O, attığı her adım olay olan, aşırı eğlenceli, cin fikirli, fena halde yenilikçi bir bakkal çırağı…
Ticaret hayatında tam gaz koştu ama her seferinde yetişkinlerin dünyasına tosladı. Yetişkinler yüzünden başına gelmeyen kalmadı… Ve tüm deneyimleriyle, senin için harika bir rehber hazırladı.
Çocukların yetişkinlerle iletişimde dikkat etmesi gereken hassas konular, bu kitapta.
Tam on madde. Oku ve dikkat et…
Sana bir sır vereyim:
Yetişkinler…
Her yerdeler…
Bu kitapta anlatılan olayların tamamı gerçektir. Ama belki de değildir.
Belki de birazı gerçek, birazı değildir. Kahramanların tamamı hayal ürünüdür, ama belki de değildir.
Yani bir kısmı gerçek olabilir, birazını uydurmuş olabilirim. Yani belki de gerçek kahramanların gerçekleri okuyup kızmasından korkuyor olabilirim.
O yüzden gerçek değiller diyorum.
Yani işte anlarsın, şimdi bir dünya laf edecekler, yok beni niye öyle anlattın, yok ben sana öyle mi yaptım, yok ben sana öyle dememiştim, falan…
En iyisi hiçbirisi gerçek değildir diyelim hı hııı hepsini ben uydurdum onlarla hiç alakası yok… Gerçekten yok.
Hepsi kurgu.
Ciddiyim bak!
Hem böyle bakkal çırağı mı olur? Değil mi?
Büyüyünce Ne Olacaksın?
Dostum, bu bir yetişkin sorusudur. Eğer etrafında, kendinden küçüklerle nasıl konuşması gerektiğini bilmeyen yetişkinlerden fazlaca varsa, bu ve bunun gibi sorulara alışsan iyi edersin. Çünkü cevabını alana kadar gitmezler…
Bu yetişkinlerin, çocuklarla nasıl konuşulması gerektiğine dair fikirleri yoktur. Neler söyleyeceklerini, nasıl sohbet edeceklerini bilemezler.
Zannederler ki kendileri çok zekiler, bizler de işte hiçbir şeyden anlamayan zavallı insan yavrularıyız.
O yüzden bize Nasılsın? diye bile soramazlar. Bizimle sohbete, “Bugün acayip soğuk var ha, kış geldi.” gibi bir cümleyle başlamazlar. Sorunlarını, hayallerini, sıkıntılarını, yapmak istediklerini, başardıklarını anlatmazlar. Garip bir şekilde anlamayacağımızı düşünüyorlar. O yüzden bizimle karşılaşan yetişkinler, bize, güya seviyemize uygun sorular sorarlar. Yetişkinlerin suyuna gitmemiz gerektiğini öğreneli çok olduğundan, biz de içimizden başka, dışımızdan başka cevaplar veririz.
Soru: Okul nasıl?
Dışımdan verdiğim cevap: İyi.
İçimden verdiğim cevap: Valla okul dört katlı, güzel bir bina. Konforlu. İyi düşünülmüş. Öğrenci ihtiyaçlarını karşılıyor. Yalnız koridorlar biraz dar bırakılmış…
Soru: Kaça gidiyorsun?
Dışımdan verdiğim cevap: 8’e.
İçimden verdiğim cevap: Bedava, devlet okulu.
Para vermiyoruz. Her ay bir tomar para verip gidenler var…
Soru: Amma büyümüşsün, çok mu yemek yedin?
Dışımdan verdiğim cevap: Yok.
İçimden verdiğim cevap: Hım, çok yemek yedim. Yedikçe büyüyeceğim, büyümek sadece yemekle orantılı çünkü. Yiye yiye büyüyeceğim…
Soru: Büyüyünce ne olacaksın?
Dışımdan verdiğim cevap: Doktor.
İçimden verdiğim cevap: Yahu ne bileyim… Kariyer planı lise yıllarında yapılıyor. İnsan sevdiği işi yapmalı. Onu da henüz bilmiyorum. Göreceğiz yıllar içerisinde…
Bu, yetişkinlerin son sorusudur. Buradan öteye gidemezler. Çocukla iletişim orada kesiliyor. Ama insanın aklında derin bir iz bırakıyor bu son soru.
Doktor mu olsam? Mühendis mi yoksa? Mühendis ne yapar, onu da bilmiyoruz ki…
Öğretmen mi olsam yaa? Polis olayım polis! Yoksa gazeteci mi olsam? Futbolcu?
Şarkıcı? Oooo bu çok iyi yaaa! Filmlerde mi oyna- sam? Tiyatrocu olayım, en güzeli… Berber mi olsam?
Aman yaaa! Hakikaten, BÜYÜYÜNCE ne olacağım ben?
Dünyanın En Süper Mesleği
“Büyüyünce ne olacaksın?” sorusu yetişkinler için çok önemliydi. Karşılaştığım her on yetişkinden dokuzu aynı soruyu soruyordu. Onlara tatmin edici bir cevap vermem gerekiyordu.
Öyleyse en doğru mesleği bulmalıydım.
Etrafımdaki yetişkinleri izlemeye başladım.
Yaptıkları iş, sıkıcılık durumları, işlerini sevip sevmedikleri, kazandıkları para, bana fikir verecekti. Bir liste hazırladım.
Dedemin Bakkalı kitabının ön okuması bu kadar. Kitabı beğendiysen senin için en uygun fiyatlı satın alma seçeneklerini listeledik.
beğendim çok sevdim